MAHİYE MORGÜL

İneklerde Meme İltihabı Yayılıyor

Rize’den Acil Şifa Bilgileri (4)

Rize’de ineklerde meme iltihabı yayılıyor. Ayakta duramama, iştahsızlık, meme şişkinliği, süt vermeme, memesine dokundurtmama, gibi belirtileri var.

İneği olanlar korkmasın. Eğer evde yaptığınız sirke varsa hayvanı hem hasta olmuşsa iyileştirebilirsiniz hem de meme iltihabına karşı koruyabilirsiniz.  Hasta olmuşsa günde üç kere, sabah öğlen akşam, memesine sirke veya sirke anası sürün. Sirkenin vereceği gerginliği yumuşatmak için arkasından azcık zeytinyağı sürün.

Kullanacağınız kendi yaptığınız analı sirke en iyisidir. Hangi meyveden yaptığınız önemli değildir. Ancak armut sirkesi yere düşmüş armutlardan yapılabildiği için ve ülkemizde hemen her yerde armut yetişebildiği için önerilir. Armut sirkesi beyaz olur. Beyaz sirke beyaz deride daha kolay emilim sağladığı için beyaz sirke tercih edilir.

Ev yapımı sirke ana tutan sirkedir, o nedenle tercihiniz ev yapımı sirke olsun. Denizanası gibi avuç içi büyüklüğünde ana tutmuş sirkeniz varsa, onu avucunuza alıp ineğin memesine yapıştırmanız daha kolaydır.

Sirkeli suyu ahır temizliğinde püskürterek kullanabilirsiniz. Ahırın her yerine püskürtebilirsiniz. Evinizde de beyaz sirkeli suyla temizliği alışkanlık edinmelisiniz.  Hastayı iyileştirmekten daha kolaydır hasta olmamak.

Geçen hafta sütçüm Ayşe Hanımın iki ineğinden biri meme iltihabından kasaba kesime gitti. İkinci ineği de belirti göstermeye başlayınca veteriner çağırdılar. Öğrendik ki meme iltihabı ineklerde yayılmaya başlamış. Veterinerin verdiği ateş düşürücü aspirin, soğuk su ile yıkama önerisi ve diğer ilaçlar ineği ayağa kaldırmaya pek yaramadı. Duruma geleneksel şifa bilgilerinden çare aramaya başladık.

Bendeki Mayana işi yıllanmış analı armut sirkesini kavanozuyla Ayşe Hanımın önüne koydum. Kaptığı gibi koştu ahırına. Şimdi ineğin memesini sirkeyle siliyor, üzerine sirke anasını yapıştırıyor, ana parçası düşmeden onu tutup yeniden sirkeye batırıyor, bir daha memesine koyuyor.  Arada bir de turunç yaprağı çayı ile siliyor; kendim on tane kadar turunç yaprağını kaynatıp suyunu kavanoza koydum verdim ona.

Ayrı bir kavanozda buzdolabının kapağında beklettiğim bal sirkesi anasından da verdim. Arada ondan da sürüyor.

Karadeniz’in antik sirkeci kraliçeleri gibi oldum, evimde hem elma hem de armut sirkem var, hem de bal sirkesi var. Kendim kurdum. Bu sene armut bol oldu, bir ay önce kurduklarımı şimdi süzmeye başladım, isteyen dostlarıma pet şişeye koyup veriyorum.

Sütçümüz bu tedaviden umutlu. İlk hasta ineği kesime gidince morali çok bozulmuştu. Günde üç kere ahıra gidiyor, sirke tatbik ediyor, bir de öğleyin ineği suyla yıkıyor.

Üçüncü günden itibaren ineğimiz iyileşmeye başladı, ayağa kalkıyor. Memesindeki şişlik aşağıya düşmeye başladı. Armut ve taze kabak yaprakları yemeye başladı.

 Onun ahırı benim evden biraz ilerideki vadidedir. İlk gün sabah erkenden ben de gittim yanlarına. İneğimize müzik sesi dinletmek istedim, moral vermek için, ağız mızıkası götürdüm, horon havası çaldım. Döndü baktı bana, selamlaştık!

Ertesi sabah komşu bahçeden yere düşmüş armut topladım. Bir kova armut götürdüm. Doğranmış armutları elimle uzattım, bir güzel yedi. Çok mutlu oldum. Yemek yemiyor, ama armutları seçip yiyor. Bu da iyileşme belirtisi. Ayşe Hanım ona veterinerin ilaçlarını da veriyor. Ama giden inek aynı tedaviyle iyileşmediği için morali bozulmuştu.  

Dün öteki mahallelerde biraz dolaştım, eski ahır sahibi komşulardan bilgi topladım. İltihabın tamamen yok olması için böyle iki üç hafta kadar sirkeli bakıma devam edilmesi gerekiyor.

Diğer mahalleden Taviloğlu Hatice Hanım iki hafta önce lohusa ineğinin memesindeki kızarmayı kendisi iyileştirmiş. Sirkeli suyla günde üç kere, sabah öğle akşam memeye pansuman yapmış. Üzerine zeytinyağı da sürmüş. On gün böyle devam etmiş. Önce suyla yıkamış, sonra sirke sürmüş, arkasından zeytinyağı sürmüş. Sirkeden sonra sürülen zeytinyağı deriyi besler, yumuşatır.

Bir diğer komşumuz Peçe’nin Emine Hanım, iltihaplı memeyi yıkadıktan sonra, kestane balına tuz katarak sürüyormuş. Günde üç kere. Onun ineği bir haftada iyileşmiş.

Zeytinyağı sürme işini normal zamanlarda süt sağarken eline kayganlık versin diye yaparmış. Bugün Cimilli bir başka komşumla konuştum, onlar yaylacıdır. Onlar da ineği sağarken meme çatlamasın diye kaymak ya da tereyağı sürüyorlar. Yaylaya çıkarken inerken de, yolda memeleri sıcaktan çatlamasın diye koruma amaçlı sürerlermiş. Meğer sıcak aylarda meme iltihabının yayılma sebebi sıcaktan çatlayan memenin iltihap kapmasıymış. O nedenle eski hayvancılar çatlamaya karşı memelerine kaymak veya yağ sürüyorlarmış.  

Meme iltihabına ne önerir diye Probiyotikçi arkadaşım Habib Koçal’a sordum. Memelerini sirkeli suyla yıkamaya devam etsin, sirke deriyi yakmasın, sirkeyi sulandırsın, dedi. Kendi üretimi olan probiyotik biyosıvıdan yine sulandırarak ahırı ve ineğin memelerini spreylemeyi önerdi.

Tavuk kümeslerinde de benzer bir hastalık var diye duydum. Onu sordum, probiyotikçi arkadaşım kümesin suyuna üretimini kendi yaptığı biyosıvıdan püskürtmemizi önerdi.  Ben de ek olarak kümesteki içme suyu kabına bal sirkesi katmayı veya sirke anasını küçük parçalara ayırıp içine atmayı öneriyorum.

Koruyucu önlemlere ek:

Kestane yaprağını, varsa kuru veya yaş çiçeğini kaynatıp suyunu ineğin yemeğine katmak, bu çay suyu ile memesini temizlemek faydalı olacaktır diye düşünüyorum. Kendim kestane çiçeği çayından her gün hatta kahvaltıda bile içiyorum!

Turunçgillerden varsa tercihen turunç meyvesini ve yaprağını çiçeğini kaynatıp suyu ile iltihaplı memeyi temizlemek… Yapraklarını yemeğine katmak.

Ayşe Hanımın ahırında bir deney yaptım. Turunç doğrayıp uzattım hasta ineğe, yemedi. Ancak onun yanındaki sağlıklı olan bir diğer inek başını uzattı turunç dilimlerini kaptı yedi. Bu güzel bir şeydir. Tüm Akdeniz sahillerimiz turunç gibi şifa kaynağı antibiyotik değerinde bir meyveye sahiptir. Hem insanlar hem hayvanlar, yaprağının çağını içmelidir. İnsan için ölçümüz günde bir bardak. Taze içilir. Akşamları bir bardak akciğer iltihabını önlüyor. Turunç yaprağı çayı ineğin iltihabını neden iyileştirmesin?

Bir başka bahçede Hemşinli bir komşumun yeni ineği var. Dün onunki de halsiz düşmeye, yemek yememeye başlamış. Sabah başka bir nedenle oraya uğramıştım; iki ay önce bu bahçede yere düşmüş armutlardan bu sene kurduğum bir kavanoz armut sirkesi oradaydı. Onu alıp Ayşe’nin ineğine götürmek üzere gitmiştim. O sirke artık Hemşinli komşunun ineğine kısmetti. Hanım yukarı mahalledeki evinden henüz gelmemişti, bahçede fidancı İbrahim komşum vardı. İlk tedaviyi orada onunla beraber başlattık. Armut sirkesini süzdük ve ahıra girip ineğin ilk tedavisini yaptık.

Boşalan armut sirkesi kabına yenisini kurmak üzere onu da hazır ettim, dibinde mayalık bıraktım. Fidancı İbrahim kardeşim sabah geldiğinde toplayacağı taze armutlarla yeniden sirke kuracak. (İbrahim ile şifa ve fidancılığa dayalı dostluğumuzu ayrı bir yazı konusu yapabilirim.)

O gün yanımda Koçal’ın biyosıvısından,  pompa içerisinde hazırlanmış halde vardı ve bu ahırın ilk biyo temizliğinde onu kullandım. Hemşinli sütçü hanım henüz gelmemişti. Onunla üç saat sonra Ayşe’nin Armutlu yolundaki ahırından dönerken Dağdibi yolu kaldırımında karşılaştık. Ona sürpriz oldu, hasta ineğinin tedavisiyle ilgili anlattıklarıma çok sevindi. İnşallah onu da hastalık ilerlemeden kurtarırız.

Hemşinli Hanım ile kestane yaprağıyla yapılan bir başka şifayı konuştum, deneyecek. Onun evinde kestane balı ilaçlık varmış. Kestane yaprağına kestane balı sürüp, üzerine dövülmüş sarımsak koyup memedeki iltihaplı yere tutacak. Bu yöntemi diş ağrısı için kullanan birisinden öğrenmiştim. Eminim iyi gelecek.

4.bölüm şifa yazıma nokta koymuştum ki, mahallemizden bir hasta inek haberi daha aldım. Yazımı postaya vermiş sahile gitmiştim, dün akşam serptiğim yosun gübresini sulamalıydım. Geç saatte dönebildim, yeni hastamıza sirke ve sirke anası götürmek için sabahı beklemedim. Gece 23.00 de elimde  sirke çıkınıyla arka sokaklardan yürüdüm gittim. Dağ dibindeki bahçelerde ışıklar kararmıştı, aradığım ahırı bulamadım, yakınlarda ışığı yanan bir ev de göremedim. Elimle şifa paketiyle karşı tarafa geçtim, bahçelerde oturan birileri gördüm, yanaştım, durumu izah ettim ve rica ettim. Yarın ineği hasta olan ahıra bu paketi teslim edecekler.  Gönül huzuruyla gece yarısı evime döndüm ve köşe yazımı yenilemeye karar verdim.

İşte gece yarısı şifa paketini teslim ettiğim o hanım Cimilli yaylacıydı. Ondan öğrendiklerimi de yazıya eklemek için bu köşe yazımı yeniledim.

Şimdi 30 Ağustos kutlamalarımıza hazırlanıyorum. Bayramınız şimdiden kutlu olsun.

Ahırlarınız şen olsun, evinizden bolluk bereket eksik olmasın.

Mayana’dan sağlık şifa dilekleriyle…

Arkadaşlarınızla paylaşın

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
error: Alert: Content is protected !!