Genel

TURAN DEVLETİ Kazakistanda kaybetti ( mi? ) 2

Kazakistanda gelişen olaylara dikkatlice baktığımızda, bir ” DEJA VU ” durumunu açıkça görebiliyoruz. Yani yaşanılan bir olayın daha önceden yaşanmışlık hali. Türkiye olarak bizi DEJA VU düşüncesine götüren olaya bakalım.
Mayıs 2013 GEZİ PARKI olayları, hemen hepimizin bildiği yakın tarihimiz.
Bazı ağaçların kesilerek yapılaşmaya gidilecek olan GEZİ PARKI alanına tepki olarak başlayan eylemler bütününü kabaca analiz edelim.
” Ormanlarımdan yaş dal kesenin başını keserim ” der, Fatih Sultan Mehmet. Buradanda anlayabiliyoruz ki, Türk kültüründe ağaçlar son derece kıymetli varlıklardır. Dünya, ağaçların kıymetini yeni yeni anlamaya başlamışken, FATİHİN 500 yıl önce ferman çıkartıp kesilmesini men ettiği ağaçlar için, bugünde kesilmelerine tepki koymak her Türkün asli görevidir.
Hem kültürel, hemde evrensel bir değer olan ağaç kesimine karşı çıkmak her Türk vatandaşının hakkıdır. Fakat bu hakkın etkin şekilde kullanılabilmesi için bireysellikten toplumsallığa dönüşmesi gerekir. Toplumsallığa dönüşmesi içinde, organize edecek güçler lazım.
Türkiyede bu güçlerden maalesef çok var. Kimlermi dediğimizde, gizlenme gereği bile duymayan ABD merkezli CHREST vakfı ve bu vakfın para ile desteklediği kişi ve kurumlar sadece bir bölümünü oluştururlar.
Ağaç kesimine tepkili bireylerin, bazı güçlerce organize edilerek toplumsal kimlik kazandırılıp sokağa sürülmesi ve sokağa inenlerin halis niyetlerinin üzerinden hesaplar yapıldığını anlamamız uzun sürmedi.
İdarenin projeyi durdurma kararında maksat hasıl olmuş yani ağaç kesimi iptal edilmişti. Eylemlerinde bu noktada bitmesi gerekirdi. Fakat eylemler bitmek yerine Türkiyenin her tarafına yayılıp şiddetlenerek devam etti. Bu noktada masum taleplerle sokağa inenler kullanıldıklarını anlayarak çekildiler fakat sokaklar boşalmadı.
Organizatörler, destekledikleri bütün kişi ve kurumları bir kaç günde örgütleyerek TAKSİM DAYANIŞMA PLATFORMUNU oluşturdular. Lakin, bu platformun içerisinde ağaç kesmeye karşı masumca tepki koyanlar yoktu. Onlar, profesyonel bir tuzağa düşerek, arkalarından gelecek eylemlere masumiyet gömleğini giydirdiler.
Bu platformda masumlar yoksa kimler vardı. Yabancı istihbarat örgütleri ve CHREST vakfının para ile desteklediği siyasetçiler, işadamları, akademisyenler, sivil toplum kuruluşları, dini ırki, etnik gruplar kısacası TÜRK DEVLET ve MİLLETİNE düşman bütün unsurların ortak hedefle bir araya geldikleri oluşumdur diyebiliriz.
Türkiye düşmanlıklarını nasıl anlayabiliyoruz. Bu platformun idareye verdiği muhtıradan bir kaç başlığı alalım.

  1. köprü projesi iptal edilsin.
    Kanal İstanbul projesi iptal edilsin
    İstanbul havalimanı projesi iptal edilsin
    Hidro elektrik santralleri durdurulsun.
    Dikkat ederseniz, ağaç kesmeyle başlayan olaylar ustaca bir yöntemle başka bir boyuta evriliyor. Bu projelerin varlığı o ülkenin kalkınmışlığını göstermez fakat kalkınmış her ülkenin olmazsa olmaz değerleridir.
    Bu durumda, taksim dayanışma platformunun gelişmek isteyen Türkiye’ye darbe vurmaya çalıştığını söyleyebiliriz.
Arkadaşlarınızla paylaşın

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
error: Uyarı: Korumalı içerik !!

Reklam Engelleyici Algılandı

Sitemizden en iyi şekilde yararlanmak için lütfen reklam engelleyicinizi kapatınız.