REHA ÖREN

TR 62 ve Adana…

Handiyse 20 yıl oldu haykırır dururum.
Adana-Mersin hattında neler oluyor?
Konuyu bildiğim, tanıdığım milletvekillerine anlattım. Tınmadılar!
Sadece devrin CHP Adna Milletvekili Zülfikar İnönü Tümer biraz ilgilendi o kadar.
Geçtiğimiz günlerde de yine CHP Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin’e açtım.
Baktım o da umursamadı.
Oysa bu konu çok önemliydi.
Türkiye’nin resmen ve alenen Kalkınma Ajansları programı doğrultusunda Eyaletler Sistemi’ne geçişinin bir parçasıydı.
Adana’nın uluslararası kodu artık TR 62 olmuştu.
TR 62 ise Doğu Akdeniz Eyaleti demekti.
Özellikle kendini etkili ve yetkili sanan siyasetçilere soruyorum “ Kalkınma Ajansları’ndan haberiniz var mı?”
Açıklamalar laf-u güzaf.
Dişe dokunur bir şey yok. Kem küm edip duruyorlar.
Aynı soruyu siyasetçilere ve yine etkin ve de yetkin bürokratlara soruyorum…
Aldığım cevaplar leylim ley…
Peki” diyorum. “Neden 20 yıldan beri bütün bölge müdürlükleri Adana’dan Mersin’e taşınıyor?
Suyu kesilmiş musluk gibi, mübarekler, aldığım cevap: “Tıssss!”
Yahu” diyorum, “TRT’den başları, en son DDY müştemilatına kadar gitti bu iş.”
CHP Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin TBMM’deki bir konuşmasında DDY atölyelerinin neden Mersin’e taşındığını sordu. Yani konuyu ucundan kenarından gündeme getirdi ama, ardını getirmedi..
Nedendir?
Bilinmez!

Adana Valisi kağıt/kalem istese mazeme Mersin DMO’dan geliyor.
Bu nasıl iştir?
Etkin ve de yetkin diye bildiklerimizin gözleri bu sefer de elektrik sayacı gibi dönüp fel-fecir okuyor ama tatmin edici cevap yok.

Adana böyle bir kent işte!

Devrin Adana Milletvekili Mir Dengir Fırat’a bir yerel televizyon programında üstelik canlı yayında Havaalanının taşınıp taşınmayacağını sormuşlardı.
Hazret buyurdu: “Kim diyor bunları. Şakirpaşa olduğu yerde duruyor. Şu anda orada görevli arkadaşlarımız bile var.”
La havle vela kuvvete…
Sanki Şakirpaşa dediği, Havaalanı değil de kenefte kabız olmuş bir mevkuf Osmanlı Paşası!
Dengir beğ ne olup ne olmaz diye başına iki nöbetçi dikmiş…
Hazirundalar ve dahi zay olmasın diye nöbetteler…
Böyle saçma sapan bir kent olmaz/olamaz/olmamalı.

Hangi vakitti net hatırlamıyorum.

Oğuz Boyları Derneği’nin o zamanki başkanı Mehmet Demir bu konuda bir sohbet toplantısı düzenledi.
“Eyvallah” dedik. Dosyaları hazırladık. Salon tıklım tıklım.
Erketeler yetmemiş, dışarıda polis araçları devasa antenlerle içeriyi dinlemedeler.
Konuklar arasında iki delikanlı harıl harıl not alıyor.
Bir fırsatını kolluyorum, yanlarına gidip “Zahmet etmeyin ben size dosyaların fotokopilerini vereceğim” diyorum.
Afallıyorlar. Dosyaları veriyorum.
Bu arada Mehmet Demir “senin konuşmaman için kaç telefon geldi biliyor musun? Diyor.
“Telefonlar sana geldi ben ne bileyim” diyorum.
Ağlanacak halimize gülüp geçiyoruz…
Bir sonraki gün yerel Ekspres Gazetesi’nde bok atma sütunlarında bir yazı: “Türkiye’nin eyaletlere bölüneceğini ileri süren gazeteci kim?
Açıyorum telefonu “Ulan” diyorum. “Hadi kulakların paslı dinlediğini anlamadın, hadi beynin örümcek tutmuş idrakte zorluk çekiyorsun. Be adam gözlerin de mi kör, verdiğim dosyaya da hiç bakmadın mı, yoksa baktın da görmedin mi?
…sükut.
Elbet ikrardan gelir!

Nem oranının yüksekliğinden midir, cehennemi sıcağından mıdır nedir bilmem 20 senedir Adanalılara anlatamadım gitti.
Baktım olmayacak Ankara’da ATAMDER Başkanı sevgili dostum Gürkan Kalkan ile birlikte TBMM’ye gittik., Eski vali, Mersin İyi Parti Milletvekili Behiç Çelik ile bu konuyu görüştük.
Elhak. Doğrudur” dedi. Bütün olumsuzluklara rağmen bu görüşmeyi Söz Tv’de yayınladık.

Meraklısı için link:
https://www.sozgazetesi.org/soz-tv-yayincilik/adana-mersin-hattinda-neler-oluyor/

Evet şimdi ben etkin, yetkin, atanmış, sözde seçilmiş Adanalılara kızmakta haklı mıyım, haksız mıyım?

Haaa hakkını yemeyelim.
Kalkınma Ajansları meselesi gündeme ilk geldiği zaman devrin CHP Adana Milletvekili Tacidar Seyhan bu konuda sert çıkışlarda bulunmuş ve “Türkiye’nin eyaletlere bölünmek istenildiğini” söylemişti…
Sistem bildiğini okuyor

O dönemde hemşehrim, hısmım ve ağabeyim olan rahmetli Behiç Kılıç, Yeniçağ Gazetesi’ndeki yazılarında bu konuya yer vermiş, Yeniçağ Gazetesi konuyu birkaç kere manşetten okurlarına yansıtmıştı.
Kalkınma Ajans’larının çizdiği yol haritasında adım adım ilerleniyor. Türkiye, tıpkı Sevr Anlaşmasında olduğu gibi eyaletlere bölünüyor.
Aslında fiili bölünme yapıldı lakin birileri bunu resmiyete nasıl dökeceklerinin sıkıntısını yaşıyor.

İktidar mı, muhalefet mi?
Geçin bunları her ikisi de sistemin rotasında birbirlerinin dümen suyunda ilerliyorlar
Aslında yok birbirinden farkları ama birisi diğerinden daha ziyade Osmanlı bankası.
Uzun lafa gerek yok.
Şimdi sizlere TR 62’nin resmî belgesini sunuyorum. Burası Doğu Akdeniz bölgesi. Yani; eyaleti.. Belgeyi tanzim ve servis eden TUİK. Anlayacağınız Türkiye İstatistik Kurumu Bakın açıklamasında ne diyor? TR 62 Parantez açmış (Adana-Mersin)
Haa bir de bunları destekleyen federasyonlar var. Çukurova adı altında faaliyet gösteriyorlar.
Kent adı vermeden güya birlik ve birliktelik görüntüsü altında resmen ve alenen alalanmış eyaletçilik oynuyorlar.
Hadi o konuyu da bir başka yazıda ele alayım…
Bir yazıda bu kadarı yeter.
Daha fazla kafanızı karıştırmış, canınızı sıkmış olmayayım…

Arkadaşlarınızla paylaşın

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
error: Alert: Content is protected !!