ZAHİDE UÇAR

KURBAN?

Bugün kurban bayramı, kutlu olsun mu?

Ülkenin başına çökenlerin sağlık politikaları nedeniyle dün bir doktorumuzu KURBAN verdik. Bir eş yarısını kaybetti. Çocuklar babalarını kaybetti. Anne ve baba evladını kaybetti. Hastalar doktorunu kaybetti. Ülkemiz yetişmiş bir evladını kaybetti. Sebep olanlar hariç, Türk Milletinin başı sağ olsun.

Ne garip değil mi? “Bir insanı öldürmek alemi öldürmek gibidir” dediği anlatılan bir dine inandığını söyleyenlerin döneminde ülke tabutluğa döndü. Yani, belki beş bin defa alemi öldürdüler.

Kadınlar öldürülüyor. Tecavüze uğruyor. Çocuklar tecavüze uğruyor. Doktorlar, sağlıkçılar darp edilip öldürülüyor. Muhalifler dövdürülüyor. Fakir Anadolu çocukları işsizlik nedeniyle paralı asker olmak zorunda kalıyor. Her gün şehit haberi geliyor ama gariban olunca kimse umursamıyor. Çocuklarımızın yoksulluğu kullanılarak ölüme gönderiliyor. Yani, kurban ediliyor.

Türk Milleti yağmalanıyor. Soyuluyor. Yani, din tüccarlarına kurban ediliyor.

Türk Milletini açlığa-yokluğa mahkum edenler, arsızca milletin parasıyla Lale Devri yaşıyor.

Üretimi bitirenler, Türk Milletini emperyalizme KURBAN VERİYOR.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “kalelerimiz” dediği fabrikaları yok ederek kalelerimizi yıkanlar, Türk vatanını işgale hazırlayarak Türk Milletinin varlığını düşmana kurban EDİYOR.

Tarımı yok ederek, Türk çiftçisini yabancı ülke çiftçilerine kurban VERİYOR.

Hayvancılığı yapılamayacak hale getirerek yabancı ülkelerin hayvancılarına Türk hayvancılığı yapanları kurban VERİYOR.

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bütün çıkarlarını itilaf devletlerin çıkarına KURBAN ETTİLER.

Türk Milletinin onurunu, namusunu, güvenliğini EMPERYALİST BİR PROJE OLAN geçici sığınmacı projesine KURBAN VERDİLER.

İçkiyle mücadele ediyoruz kılıfıyla ülke gençlerimizi UYUŞTURUCU BARONLARINA KURBAN ETTİLER.

Ahlaksız ve seviyesiz yandaş televizyonlarında;

İzleyenleri en alt kültüre(veya kültürsüzlüğe)çekecek, insanlarımızı yozlaştıran, kimliksizleştiren aşağılık programlarıyla Türk Kültürü KURBAN EDİLDİ.

***        ***

Rüşvet paralarıyla hacca gittiler.

Devlet uçaklarıyla hacca gittiler.

Haram paralarla hacca gittiler.

Umre’de viagradan ölmeyi bile becerdiler…

Taksitle hacca gitmeyi icat ettiler.  Kredisini ödeyemeden ölürse, kul hakkıyla ölecek. Hani, kul hakkıyla bana gelmeyin diyen din nerede? Sürgüne mi yolladınız?

Benim çocukluğumda hacca gidecekler borç bırakmadan, çocuklarına sorun bırakmayacak duruma gelince hacca giderdi. Bırakın borçla gitmeyi. Ailesine geçineceği parayı da bırakırdı. Birçok insan hacca gitmeden kendi ülkesinde önce çeşme, okul, mescit gibi hayır işleri yaptırır, hacca sonraki yıllarda giderdi. O nedenle Türk hacıları hep yaşlı olurdu. Hacca gitmeden bütün küs oldukları ile de barışır, helallik alırdı.

Bu din tüccarlarının o Müslümanlarla bir alakası var mı?

Dinin içini boşaltıp, zarfını kutsallaştırdılar.

Dini türban ve sakala hapsedip, “her yol bize helal dediler.”

Görevleri zaten Türk Maturidi Müslümanlığını bitirmek, sömürüye, kullanıma açık yeni bir din icat etmekti. Başardılar.

Cennet gibi ülkemizi CEHENNEME KURBAN ETTİLER.

Bugün-yarın haram paralarıyla kurban kesecekler. O koçlara, koyunlara, danalara, ineklere yazık. Hepsi yarın MURDAR OLACAK.

***       ***

Bir de adından Türk kelimesini çıkartan Kızılay var. Yangınlarda köylünün yanında göremediğimiz Kızılay?  Kurban bağışı istiyor. Diyanet ve Kızılay dışarıda ki Müslüman ülkelerde kurban kesecekmiş(!).. Ülkemizde herkes bol bol et yiyor ya(!)??  Açlık, yokluk diye bir gerçek yok ya(!)? Sahi, bu Diyanet Suriyelilere çeyiz yardımı yapmıştı değil mi?

Bu iki kuruma en iyi cevabı Cem Yılmaz vermiş. Diyor ki;

“Ülkemizde evine hiç et girmeyen milyonlarca fakir varken, Diyanet ve Kızılay 52 ülkeye yardım yapacakmış. Oğlum senin beynin üvey organ mı?”

Beyinlerini kullanma ihtiyacı duymuyorlar. Çünkü vicdanları ölmüş. Vicdanı olmayanın dini olmaz. Vicdanı olmayan gerçekte bir kadavradır. Ortalık KADAVRADAN GEÇİLMİYOR.

Bu eylemleriyle aslında Türk Milletine beyin altı mesaj yolluyorlar. Diyorlar ki;

“Değersizsiniz!”

Neden bu gerçeği bir psikolog, bir sosyolog dile getirmez, anlamıyorum.

Suriyeli sığınmacılara tanınan ayrıcalıkların altında da bu operasyon vardır. Tür Milletini dolaylı yoldan aşağılamak, kendini değersiz hissettirmek, ÖZGÜVEN KAYBI yaratıp, ezmek ve etkisiz kılmak…

İşgalci taktiği…

Tıpkı Yavuz Sultan Selim sonrası Osmanlı’nın Anadolu’daki  Türk Halkını AŞAĞILADIĞI gibi. Anadolu’da doğru düzgün Osmanlı eseri göremezsiniz. Balkanlar ve Arap coğrafyası imar edilirken, Anadolu Ortaçağ karanlığına terk edilmiştir. Neden? Dönme-devşirme saray bürokrasisi ve devşirme din adamlarının icraatları nedeniyle. İşte onların mirasçıları şimdi tepemizde tepiniyor. Bir hukuk Prof. Arkadaşım diyor ki;

“Ben üniversitede baş örtüm nedeniyle dayak yedim. Şimdi bütün insani değerlerini yitirmiş bu din tüccarları nedeniyle inancımı yitirdim. Bizler öfkelendik. Kavga ettik. Zaman zaman nefret ettik ama ben hiç kimseden tiksinmemiştim. Bunların siyasilerinden, bürokrasisinden, yandaş sanatçısı, yazarı-sunucusu… Bütün kadrosundan TİKSİNİYORUM…

Yarın bayram falan da kutlamıyorum. Telefonlarımı da kapatacağım. Artık bu riyakarlığa dayanamıyorum. Bu pespayelikten midem bulanıyor, tiksiniyorum.”

İşte, kalbi olan, kafası çalışan dürüst insanlarda yarattıkları travmanın meyvesi bu. Mimarlarına hayırlı olsun. KINA YAKSINLAR…

Türk Milletini bir arada tutan harçlar ikisi de dini ve milli bayramlarımızdı. Milli bayramlarımızı önce yasakladılar Direniş karşısında kutlar gibi yapıp kendileri sıvıştılar. Dini bayramlarımız da DİNE YAPTIKLARI SİSNSİ OPERASYONLARLA birleştirici olma özelliğini önemli ölçüde kaybetmiş görünüyor.

Ve ülkem;

 ASRIN FİTNESİ gölgesinde BİRİLERİNİN KARANLIK HEDEFİNE KURBAN EDİLİRKEN, KURBAN BAYRAMI KUTLUYOR.

KUTLU OLSUN MU?

Arkadaşlarınızla paylaşın

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
error: Alert: Content is protected !!