Genel

LAİKLİK yeni bir DİNMİ ( 1 )

  Önce Laikliğin kelime anlamı nedir ona bakalım. Laiklik “ Devlet yönetiminde, dinin veya dinsizliğin referans alınmamasını ve devletin din veya dinsizlik karşısında tarafsız ve tepkisiz olmasını savunan davranış biçimidir.”

  Kelime kökeni Yunanca “LAİKOS” olmakla birlikte, genel kabul görmüş şekliyle Fransızca “ LAİK “ kelimesine atfedildiği için Fransızca olarak bilinir. Kelimedende anlayabileceğimiz üzere Fransızcaya Yunancadan geçmiş bir kelime diyebiliriz, fakat Fransayla anılması, fikirden ete kemiğe bürünerek pratikte uygulamaya konulmuş olmasındandır.

  1789 Fransız ihtilalinin herkes tarafından bilinen birincil sonucu Milliyetçiliktir. Yani mevcut imparatorluklara karşı ulus bilinciyle hareket edilerek çok uluslu, çok kültürlü, hantal devasa yapılar olan imparatorluklardan, tek uluslu fakat daha dinamik yapılar olan küçük devletlere giden yolun başlangıcıdır diyebiliriz.

  Bakış açısına göre değişken bir durum olmakla beraber, Fransız ihtilalinin ortaya çıkardığı ikincil sonuç fazla ilişkilendirilmesede LAİKLİKTİR.

  Fransız ihtilali, MUTLAK MONARŞİLERE karşı yapılmış bir eylem.  Fakat bu noktada dikkat etmemiz gereken yer, genel manada kabul görerek, bütün Avrupada hatta dalgalar halinde dünyaya yayılma kapasitesine ulaşan eylemin kendisi değil, gerekçesidir.

  Devletler, küçük büyük farketmeksizin kendi varlıklarını devam ettirebilmek için, kullanıma müsait bütün argümanları kullanırlar. Ortaçağ Avrupasınında yaptığı kabaca budur. Yani Avrupadaki bütün devletler, ellerindeki en elverişli kullanım malzemesi olarak Hıristiyanlığı yani DİNİ kullandılar.

  İmparatorluklar devletler kendi varlıklarını, devam ve güçlendirmek adına DİNİ kullanmaktan hiç çekinmediler. Başlarda kullanılan DİN, ilerleyen zamanlarda öyle bir hale geldiki, DİNİ kullanan devletler yavaş yavaş, KİLİSENİN kullandığı devletler haline dönüştü. Bu dönem Avrupada Ortaçağ karanlığınında başlangıç dönemidir.

  Avrupada devlet gücü adına yetkilerin tamamı değilse bile, yarıdan fazlası KİLİSENİN eline geçmişti. İşte bu durum, Kilisenin ve Ruhban sınıfının kendi çıkarlarını  koruma adına, hıristiyanlık inancı örtüsü altında, halka yaptıkları inanılmaz zulüm ve işkence dönemini içerir.

  Hıristiyanlık artık Din olmaktan çıkmış, papazların elinde bir İKTİDAR GÜCÜ haline gelmiştir. Bu kilise gücüne direniş gösterenler kafirlikle, sapıklıkla, cadılıkla suçlanarak engizisyon mahkemelerinde idam edilip, canlı canlı ateşlerde yakılarak öldürülmüşlerdir. Yani, Hıristiyanlık adına Avrupa halkına yaşatılan bir cehennem dönemi diyebiliriz.

  Fransız ihtilali ile mutlak monarşilerden kurtulup, cumhuriyet ilanları ile başlayan ulus devletlerin, LAİKLİK ilkesine sımsıkı sarılmalarına sebep, HIRİSTİYANLIK DİNİ adı altında yaşadıkları ŞİDDET DOLU ACI HATIRALARIDIR.

  Peki, Türkiye Cumhuriyetinde LAİKLİK gereklimiydi, Laikliğe nasıl bakıyoruz, yeni bir DİN olabilirmi. Bir sonraki yazımızda bakalım.

Arkadaşlarınızla paylaşın

İlgili Makaleler

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu
error: Alert: Content is protected !!